Customize Consent Preferences

We use cookies to help you navigate efficiently and perform certain functions. You will find detailed information about all cookies under each consent category below.

The cookies that are categorized as "Necessary" are stored on your browser as they are essential for enabling the basic functionalities of the site. ... 

Always Active

Necessary cookies are required to enable the basic features of this site, such as providing secure log-in or adjusting your consent preferences. These cookies do not store any personally identifiable data.

No cookies to display.

Functional cookies help perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collecting feedback, and other third-party features.

No cookies to display.

Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics such as the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.

No cookies to display.

Performance cookies are used to understand and analyze the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.

No cookies to display.

Advertisement cookies are used to provide visitors with customized advertisements based on the pages you visited previously and to analyze the effectiveness of the ad campaigns.

No cookies to display.

Türkiyenin En Büyük Hikaye Platformu

admin@yetiskinhikayeleri.net

Üyeliğinizi tamamlamak için bize ulaşın!

HANEDAN-1

Ben etrafında her zaman saldırmaya hazır düşmanların olduğu, sınırlarının verimli ovalardan kızgın çöllere uzandığı bir ülkenin payitahtında veliaht olarak doğdum. Doğduğum sıralarda hanedanımızı yücelten, düşmanlarımıza baş eğdiren, topraklarımıza toprak katan babam tahtta hüküm sürüyordu. Babam; uzun boylu, kara kaşlı, kara gözlü siyah sakallı, geniş omuzlu, yüzü aldığı kılıç darbelerinden izler taşıyan yakışıklı bir adamdı. Çok fazla konuşmaz, konuştuğu zaman gök gürlemesi gibi bir ses çıkarırdı. Annem ise babamın ilk eşlerinden olduğu için sarayda hürmet gören, büyüleyici bir güzelliğe sahip, herkese karşı otoriter, babama karşı ise oldukça itaatkar, kısa boylu, beyaz tenli, göğüsleri ve kalçası büyük, müthiş bir kadındı. Onca cariyenin ve karısnın arasında babamın vaktinin çoğunu annemle geçirmesi de muhtemelen bu yüzdendi. Ben 5 erkek kardeşin en büyükleri ve en zekileriydim. Tam bir kitap kurduydum. Elime ne geçerse okur, üzerine notlar alır, hocalarımla tartışırdım. Aynı zamanda ordunun en ünlü komutanlarından Strateji ve savaş yönetimi dersleri alıyor, ünlü silahşörlerle kılıç talimi yapıyor, sırtı yere gelmez pehlivanlarla durmadan güreşiyordum. Bu yüzden büyüdükçe omuzlarım genişlemiş, pazularım kalınlaşmış, bileği bükülmez bir yiğit olmuştum. Saray koridorlarında yürürken arkamdan cariyelerin beni birbirlerine göstererek gülüştüğünü duyar olmuştum. Onların ne istediğini biliyordum. Ve aslında ben de artık onların o narin beyaz vücutlarını devasa yarrağımla paramparça etmek istiyordum. Derslerim arasında cinsellik konusunda da yeterince bilgim olmuştu. Hatta sex pozisyonlarına dair eski bir kitap okuyarak o güzel tombul cariyeleri altımda inlete inlete, amından götünden sikerek kölem yapma hayalleri kuruyordum. Ancak şuan buna vaktim yoktu. Hazırlanmam gereken bir taht, yönetmem gereken bir devlet, ve ezmem gereken düşmanlar vardı. Bu düşünceler arasında kitabımı okurken kapım çalındı ve odabaşı devletlu padişah efendimizin yani babamın beni beklediğini söyledi.

Bir yanıt yazın

İlgili Hikayeler