Annemle ilişkimiz yeni bir boyut kazanmıştı. Ama annem tekrarında okadarda hevesli olmasada o geceden emin olduğu tek şey. Vibrattördü.
-mutlaka almalıyız ondan. İçimde dönüyordu, anlatamam nasıl birşeydi. Böyle…….. böyle hamur yoğururken leğenin kenarlarına bastırırsın ya hamuru ezer , yuvarlatarak bastırırsın. Onun gibi birşeydi. Her yerime değdi. Uçtum resmen.
Kahkahalarla güldüm anneme. Düz titreşimli bir şey değildi anladığım kadarı ile. Çalışınca kafası daireler çizerek dönüyor . amının bütün duvarlarını okşuyordu.
S: tamam söz alacağım. Aleve söyleyeyim, nerden almış öğreneyim.
Eminim alevle yaptıklarından da çok zevk almış, tekrar etmek isterdi. Ama oğluyla yediği yasak elmanın üzerinden ancak 1-2 ay geçmişken birde homoseksüel ilişki yaşamıştı.
Günlerimiz oldukça zevkli ve sıradan geçiyordu .hergün sevişiyorduk. Ben okula annem işini, hafta sonlarıda ben pavyona. Mutlu bir hayatımız vardı. Annem ablamla telfonda konuşuyor hafta birde görüşüyorlardı.
Ablam kocasının öküzlüklerinden pek memnun olmasada, zengin kocadan ne bekleyebilirdi. Eniştem eve gelince çoraplarını sağa sola atıyor, kıyafetlerini çıkartıp ablamın kendini giydirmesini istiyormuş. Dışarıda gecelemeleri azalmış ilk ay ama sonra tekrar haftada 3 gece dışarıda yatmaya yada sabaha karşı gelmeye başlamış cihan. Annem bana anlatırken, ben eniştemin pavyona gittiğini biliyordum. Ama güzel , saf ablamın haberi yoktu bundan.
Bebek çalışmaları devam etsede, eniştem ablamın içine boşalma konusunda çok hevesli değilmiş. 1 ilişkide içine boşalsa, 4 kere dışarı boşaltıyormuş belini. Eniştemin boyutu hakkında da dedikodu yapmışlar annemle. Sanırım 14-15 cm ancak eniştem. Kulaktan kulağa olunca tabi bilgiler tam gelmiyordu. Normalde ana oğul arasında bu konuşmalar zinhar gerçekleşmezdi ama bizim sevişme sonrası yatak sohbetimiz için olağan hale gelmişti bu muhabbetler.
1 ay daha devirdik. Karı koca hayatımız iyice oturdu . ablam , kayın pederinden aldığı zarflarla anneme de banada hediyeler alıyor, annemin ve benim kazancımızda rahatça geçinip gitmemizi sağlıyordu.
Yeni bir sevgili yapmadan 1inci sınıfı bitirdim. Yaz tatili olunca pavyonda daha çok görev almaya başladım. Özellikle annem evde olmadığı geceleri mesaide geçiriyor, kazandığım paraları biriktirip ev alma hayalleri kuruyordum. Annemle yaşayabileceğimiz kendi evimiz. Tabiki hayalim bahçeli havuzlu diye başlayıp. Ufak bir matematik hesabı ardından 2+1 daire ile bitiyordu. Bu kadar realist olmakta canımı sıkıyordu aslında, kendi hayalimi bile baltalıyordum.
Ablamın hayatında ufak bir değişiklik , bizi nerelere sürükleyecek haberimiz yokken , annem anlatmıştı. Hemde sevinçle….
-Enişten değişmiş gerçekten karısı ile ilgilenmeye başladı sanırım. Ablana daha çok hürmet gösteriyor, geceleri daha az dışarı çıkıyormuş. Akşamları mutlaka evde yemek yiyorlarmış. Çıkacaksada ondan sonra dışarı çıkıyormuş enişten.
Ben hayretler içinde dinliyordum annemi. Cihan… bizim pavyoncu cihan.. kafasına taş mı düştü. AQ.
Ben ablamı hem kıskanıyordum eniştemden hemde mutlu olma ihtimali için seviniyordum.
İnanmaz gözlerle anneme o anlatmaya devam etti. Üzerinde kırmızı gecelikle , göğsümde yatıyor. Göğsümdeki az sayıda olan kıllarda parmaklarını gezdiriyordu. Ben onu kolumla sarmış saten geceliğin üzerinde sırtını okşuyordum.
N:-Yaaaa. İnanmazsın dimi? Hemekki nikahta keramet gerçekten varmış. Biraz geç ısındı enişten ama seviyor Aslıyı. Eve çuvalla portakal getirmiş birde. Kendi eliyle portakal suyu sıkıyormuş ablana. Her gün içiriyormuş.
S: ya bırak anne. Ablam sıkıyor sana. Üzülmeyesin diye sana hikaye anlatmış.Cihan hayatta yapmaz. Sen demiyormuydun. Adam çoraplarını bile kendi çıkarmıyor. Ablama çıkarttırıyor diye. Hayatta inanmam.
Annem fırladı yerinden . telefonunu alıp bana resim açtı. Hayydaaaa….
Ablam üzerinde bir askılı crop, sütyensiz ağzında bir portakal suyu bardağı. Koca bardak , koca memeleri. Flaşla selfi çekmiş. Üzerindeki kıyafetin içine dolmuş flaşın ışığı, göğüs çatalından . Göğüslerinin tüm hatları, uçları belli oluyor. Bardağı tutan el başkasının , ablama içiriyor. Çenesinden süzülen meyva suları
S: -Tamam inandım. Hadi hayırlısı.
N: “çocuk için vitamin depola” diye içiriyormuş kendi eliyle.
Annem telefonu tekrar şarja takmaya gitti . ama ben ablamı öyle görünce fena oldum , sertleştim yine. Anneme hadi bir tur daha sikişelim demedim ama güç bela uyudum o gece.
Sabah 7 de soluğu alevin yanında aldım . ablama niyet aleve kısmet. Oda şaşırdı ama onu domaltınca
-İyiki geldin. Ohhhh.. evet… özlemişim seni… sok … daha sert… diye inleterek güzel bir sabah sikişi yaptıp onu işe uğurladım.
Aradan 10 gün geçti. Akşam saat 6 Annem gececi tam işe gitmek için hazırlanıyor bende onunla beraber çıkıp biraz sağda solda takılıp 8 gibi pavyon nöbetine geçeceğim.
Kapı çalındı. Kimseyi beklemiyorduk. Merakla açtım kapıyı.
Ablam Aslı kapıda 2 bavulu ile duruyor . kafası öne eğik. Görmesem de gözlerini , ağladığını duyabiliyorum. Elinden tuttum . nazikçe aldım içeri. Sorgulamadan, sarıldım . sardım onu 2 kolumla. Göğsüme kapanınca yüzü tam saldı kendini . salya sümük , hüngür hüngür aplamaya başladı. Annemde gelip sarıldı ona sorguluyordu ne olduğunu annem .
Ben biliyordum bavulla gelen evli kadının açıklamasını . kavga etmişlerdi belliki. Ablama, aslıma kötü davranmıştı. Ablamda çekip gelmişti evine. İkinci alternatife ihtimal bile vermiyordum. Ablamın iffetsiz bir kadın olma ihtimali yoktu. Eniştemi aldatmış olması imkansızdı. Yeni evliydi. Mutluydu.
Annemi susturdum elimle. Ablamı onun kollarına bırakıp kapı önündeki valizleri aldım içeri.
O gece işe gidemedi kimse. Oturup uzun saatlerce ablamın ağlayıp rahatlamasını bekledik önce. Teselli ettik , sarıldık. Sırtını sıvazladık. Annemin yapmadığı bitki çayı kalmadı sakinleşsin , ağlamayı bıraksın diye. En son şarap içirdik 2 kadeh. Ağlamaktan , stressten yorgun düşmüş uyuya kaldı ablam. Nazikçe kucaklayıp yatağına götürdüm. Kendi odama , aylardır kullanılmayan odama. Annemin odasında yatıyorduk hep. Banada garip geldi o gece orada yatmak. Uyumadan annemle ne olduğu hakkında fikir yürüttük uzunca.
Sabah sessiz bir kahvaltı ardından salona geçtik. Ağlamıyordu artık ablam . ama harap olmuştu. Gözleri şiş. Saçları dağınık. Ezilmiş, korkmuş, çaresiz. Yüzümüze bakmadan çıktı ilk kelime ağzından. Eve girdiğinden beri ilk kelime.
-Kısırmışım.
Annemle birbirimize baka kaldık. Sonra ablama döndü gözlerimiz ikinci kelimeyi duyunca.
-Boşuyor beni.
Annemin ne nasıl soruları havada uçuşmaya başladı. Bende hiç yapmam salonda sigara yaktım. Son içtiğim çayın yarım kalan bardağını küllük olrak kullanırken dinledim ablamı.
Yerinden kalktı kol çantasından kağıtlar çıkardı ablam.
Aslı: Hormonel bozukluğum varmış. Gebe kalma ihtimalim yokmuş. Dün test yaptırdık. Sonra eve gidince bana bağırdı çağırdı. Küfretti. Aşağıladı beni. Kadın değilmişim. Onada karı olamaz mışım. Vurdu kapıyı çıktı cihan. Ağzımı açamadım. Tek kelime söyleyemedim. Anne olamayacağım. Eş olarak görevimi yapamayacağım. Aile olamayacağız diye ağladım bütün gün. Yerimden bile kalkamadım. Dünyam yıkıldı. Oturduğum yerde kaldım . bütün gün ağladım. Akşam üstü eve geldi cihan . hiç bir şey söylemeden, yatak odasına gitti. Neyim varsa doldurmuş valizlere.
“Hadi evine”
“senden boşanıyorum”.
“babam istedi diye evlendim senlen. Lanet olsun seninle evlendiğim güne . konuştum babamla 1-2 aya boşanırız “ dedi bana.
Bir taksi çağırdı. Beni bindirip kovdu. Gidecek başka yerim yoktu. Buraya geldim.
Ablam yaşlara boğuldu tekrar. Kafasını hiç kaldıramadı. Elindeki kağıtları da sehpaya koydu.
N: kızım . Sen ağlama . burası senin evin . tabi buraya geleceksin. Ağlama sen. Üzülme.
Sarıldı annem ablama. Ben 3üncü sigarayı yarım bardağa gömdüm. Kağıtları alıp anlamasamda göz gezdirdim. Bir sürü tanımlar. Normal değer bu . ablamınki sınırın altında. Bilmem ne. Sınırın üstünde.
Attım kağıtları . içim parçalandı. Haykırmak , duvarları yumruklamak istedim. Ama benim acımı , sinirimi gösterme zamanı değildi.
Evde kasvet , hüzün , gözyaşı eksik olmadı 3 saat. Tekrar kapı çalınca irkildik hepimiz. Kapı çalınca hayırsız haber geliyordu. Mehmet amca ve ablamın kaynanası birde yardımcı bir genç vardı kapıda
2 bavul daha eşya getirmişlerdi. Buyur ettik içeri. Salonda çepeçevre oturduk koltuklara. Mehmt amca girdi söze beklemeden. Soğuk kanlı umarsızdı.
M: Allahın takdiri. Ben Aslıyı gelinim olarak kalsın çok isterdim. Ben uygun görmüş , beğenmiştim oğluma.
Kaynana: Oğlumun çocuğu olamaz kızınızdan. Kızınız Eksikmiş. Kusurlu..
Boynunu kırasım geldi kadının. Bahsettiği benim biricik ablamdı. Oğlu gibi aşağılamaya gelmişti ablamı. Mehmet amca karısını susturdu eli ile. O ortamı germeye gelmemişti . ama karısı cüce kısa boylu, türbanlı, boynunda kalın altın zincirleri gösteriş için dolamış orospu . üstünlük taslamak için bizi ablamı , annemi aşağılıyordu.
M: uzatmayalım bu işi çok. Boşanma dilekçesi hazırlattım ben. Çabucak bitirelim. İmzasını alalım aslının. Uygun bir nafaka da bağlanır. Bizim hanımda evde kalan eşyalarını topladı sabah. Düğünden kalan altınların bir kısmını da getirdik. Aslı bozdurmuş birazını. Bizim aile yadigarlarını geri aldık. Onların hatırası var. Kalanlarıda sizin olsun . Ben çok isterdim aslı gelinim olsun. Torunlar doğursun bize. İnanın çokta memnundum aslıdan. Ama Kısmet değilmiş.
Sessizlik hakim oldu salona. Ablamın belki tekrar barışma ümitleri vardı belki. Bu duyduklarından sonra yine sesli ağlamaya başladı. Annem yine çözümleyici zihniyetle , tartmaya çalıştı duyduklarını ama torun doğursun diye alınan gelin , yoktu çözüm. İstemeye istemeye bende hak verdim Mehmet amcaya. Açıkça bana torun için aldığını söylemişti. İçime sinmesede ablamın çok istekli olduğundan razı gelmiştim o gece. Mehmet amca ile balkonda sigara içerken.
Ayağa kalktım . Mehmet amcanın elinden dilekçeyi alıp ablamın yanına geldim. Sehpayı çektim 1 elimle önüne .
-İmzala abla bitirelim bu işi….
Elleri titreye titreye imzaladı ablam.son bir kelime çıktı ağzından “altın bozdurmadım ben” sessizce gözlerime bakarak söylemişti. Sadece benim duyabileceğim bir sesle. 5 dakka sonra evde yine başbaşa kalmıştık. Kaçar gibi gitmişlerdi.
O gün gitmek bilmedi. Annem işe gitti. Ben ablamla kaldım.
Her günümüz kasvet ve kederle geçti ondan sonra. Ben yada annem ablamı hiç yalnız bırakmadık.
Ablam , güzelim ablam günden güne eridi. Doğru düzgün yemek yemedi. Günde 12-14 saat uydu. Ara ara ağlıyordu sessiz sessiz . farkındaydım. Benim varlığıma tepki veriyodu ablam sadece. Ben evden çıkınca yatağına gidip uyuyor. Ben evde isem, yanımdan ayrılmıyordu. Salonda oturmuş tv seyredereken , usulca yanıma sokulup kolumun altına giriyor. Bende onu kolumla sarıp içime çekiyordum. Ablamın güvende hissettiği nadir anlardan dı bu. Çoğu akşam o şekilde uyuyup kalıyordu. Neredeyse;ablam hiç konuşmadan günler geçti bu depresyonla. Bir şey yapamıyorduk onu düzeltmek için. Gezme , piknik, sinema , bütün davetlerimize karşı çıkıyordu. Eve kapanmıştı .
Gecenin bir vakti uyandığımda ablamın sessiz ağlamalarına şahit oluyordum . yanına yatıp teselli ettim onu gecelerce. Ona arkasından battaniye üzerinden bile sarılmak kaldırıyordu benimkini. Ablama azdığımdan değildi belkide, onun o hali bende hiç seks arzusu uyandırmasada. Annemle cinsel hayatımız bitmişti tamamen. Ablamın evde olması bir yana onunla ilgilenmekten seks düşünemez olmuştuk. Ama hormonlarım durmuyordu tabiki. Alevden yine uzak kalmıştım. Anneme bile bir öpücük veremiyordum. Ablam yaz olmasına rağmen, kalın bol kıyafetlerden başka bir şey giymiyor. Benim sweatlerimle evin içinde dolaşıyordu bütün gün. Banyo bile zorla yaptırıyorduk haftada 1
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.