Türkiyenin En Büyük Hikaye Platformu

Üyeliğinizi tamamlamak için bize ulaşın!

Yardım Talebi – 1

” Yani… Sizden tam olarak böyle bir yardım istiyoruz.” dedi Kadir, ağzından çıkanlara kendi de pek inanamıyormuş gibiydi, neredeyse terlemişti derdini anlatmayı bitirene kadar, ayakları ile halıyla oynuyor, elleri titriyordu.

” Gökçe… Tatlım… Bunun için ne fedakarlıklar yaptım en iyi sen biliyorsun, artık dayanacak gücüm de sabrım da kalmadı. Benim için ne kadar zor olduğunu anlamalısın size böyle bir teklifle gelmenin. Ama mecburum…” dedi karısı Şeyma. Eşimin yüzündeki ifade şaşkınlıktan, şoka girmiş bir hale doğru gelmişti, istemsizce oturduğu kanepede geriye doğru yaslandı sanki.

Karım Gökçe ve Şeyma çok iyi arkadaştılar, hatta arkadaştan öte, kızkardeş gibiydiler, uzun yıllardır tanışıyorlardı, aynı okullara gitmişler, aynı mahallede büyümüşler, bütün dertlerini paylaşıp, beraber gülüp beraber ağlamışlardı, bunu iyi biliyordum çünkü evlendikten sonra da ailecek görüşmeye devam ediyorduk, Kadir ve ben de iyi arkadaş sayılırdık onlar kadar olmasa da.

Sonunda sessizliği bozan ben oldum, elimden çay bardağını bırakırken. ” Abicim… Demek istediğin şey, aklıma gelen şey olamaz değil mi? Şaka mı bu?”

” Demek istediğim..” Uzanıp yanında oturan karısının elini tuttu ve tekrar konuşmaya başladı. ” Demek istediğimiz, doğal yollardan başka çaremiz kalmadı bebek sahibi olmak için. Dokuz senedir denediğimizi biliyorsunuz. Gitmediğimiz doktor, görmediğimiz tedavi kalmadı. Allah belasını versin ama benim çocuğum olmuyor işte!”

Neredeyse ağlamaklı bir halde çıkıyordu sesi. Şeyma kocasına destek verircesine sarıldı sıkı sıkı, ikisi için de çok zor olmalıydı bunu söylemek.

Ben de artık arkama yaslanmıştım, eşimin kendi kendine söylendiğini duyabiliyordum.. ” Yok… Bu kız iyice kafayı yemeye başladı..”

Şeyma ve Kadir bizi akşam oturmasına davet ettiğinde, normal olarak böyle bir şey aklımızın ucundan bile geçmezdi. Her zaman yaptığımız gibi çocukları anneannelerine bırakmıştık gece dönüşte almak için. Birbirimize gidip gelirdik çok sık, bazen de çocukları bırakıp, onların evinde olduğumuzda bir kaç kadeh rakı ya da şarap içtiğimiz olurdu, onların çocuğu olmadığı için rahat ediyorduk.

İkisi üniversiteyi bile aynı okulda okumuştu, aslında dördümüz de aynı okula gitmiştik ama ben eşimle tanıştığımda onlar zaten üçü beraber takılıyordu, sonra ben Gökçe’ye aşık oldum ve dört kişiden oluşan bir grup olmuştuk. Ben Kadir’e nazaran biraz daha sosyal biriydim, arkadaş bulmakta ya da ortama girmekte zorlanmıyordum ama onlar her halükarda beraberlerdi. Böyle böyle seneler geçti sonunda sevgililerimizle evlenmiştik, herkes bir iş sahibiydi, biz çok mutluyduk, balayımızda hamile kalmıştı bile eşim. Bunun şakasını yapardım, ilk denemede baba olduğum için 1 de 1 diye skor tutar gibi. İki sene sonra da ikinci çocuğumuzu kucağımıza aldık, tabi ki şakamı 2 de 2 olarak güncellemiştim.

Tam da bu sıralarda Kadir ve Şeyma de çocuk istemeye başlamıştı. Aslında Şeyma’nın yavaştan üzülmeye başladığını hissediyorduk çocuk konusu açılınca ama sonradan ortaya çıktı ki, tıbbi yardım alıyorlardı. Bütün testler yapıldı ve sorunun Kadir’de olduğu kesinleşti, sperm sayısı çok düşüktü, çocuk sahibi olması imkansıza yakın diyordu doktorlar ama yine umudunu kesmemişti. Şeyma’da ise hiçbir sıkıntı yoktu, çocuk sahibi olması için bir engeli bulunmuyordu. Bunun böyle olması kadını inadına üzüyor, strese sokuyor, evliliklerini etkiliyordu hatta, bazen hiçbir şey olmamış gibi mutlu görünüyorlardı ama tıbbi seanslar sonrası tam bir enkaz halini alıyordu Şeyma.

” Psikoloğa gittik en son, biraz ara vermemizi istedi bizden, Şeyma için çok stresli oluyor her seferinde olumsuz bir sonuç almak, çok yıprandı.” dedi üzgün bir biçimde Kadir.

” Bilemiyorum Gökçe.. Artık dayanamıyorum,” derken gözlerinden yaş gelmeye başlamıştı. ” Ben de herkes gibi çocuk sahibi olmak istiyorum, anne olmak istiyorum. Senin gibi çocuklarımı öpmek, koklamak, kucağıma almak istiyorum!”

Eşime baktım göz ucuyla. O da neredeyse ağlamaklı hale gelmişti arkadaşının bu halini görünce, kendini tüketiyordu arkadaşı gözleri önünde.

” Her ihtimali düşündük. Evlat edinmeyi de düşündük ama Şeyma kendi kanından canından bir evlat istiyor, ona hak veriyorum.” Karısının elini sımsıkı tutuyordu. ” Ne yapalım abi? Sokaktan birini bulup ona mı soralım? Kolay mı böyle bir şeyi isteyebilmek, sorabilmek? Çaresiziz diyorum.”

Hala şoktan çıkabilmiş değildik, sanki konuştukça bizi ikna edecekmiş gibi devam ediyordu Kadir. ” Ne yapacağız biz de şaşırdık. Ben karımı çok seviyorum, ne kadar istediğini biliyorum anne olmayı. Aklıma başka bir yol gelmiyor, ne yapayım? Onu kaybedemem baba olamadığım için, boşanmak bir seçenek değil benim için.”

Demek Şeyma boşanıp başka biriyle evlenmeyi bile düşünmüştü sırf anne olabilmek için, sorunlar göründüğünden daha derindi belli ki. ” Yurtdışında tedavisi vardır diyorlar, kast ettikleri şey sperm bankasından birinin spermini alıp yumurtayı döllemek. Bunu bile düşündük ama teknik olarak ne farkı var ki? Kim olduğunu bilmediğimiz birinin genlerini nasıl kabul edelim, ya bi karışıklık olursa?”

Aklımdan geçen şey direkt şuydu. Dokuz ayın sonunda doğumhanede Şeyma’nın kucağına siyahi ya da uzakdoğulu bir bebek veriyorlar… Gülmemek için kendimi zor tuttum. Ciddiyetimi geri kazanınca, artık buna bir son verme zamanı gelmişti. Tam konuşacaktım ki, Gökçe lafa girdi.

” Bi dakika şimdi… Doğru mu anlıyorum? Diyorsunuz ki benim kocam, Şeyma ile birlikte olacak, yatağa girecekler ve….” Evet, ağzından çıkanı kulakları duymadan önce kısa bir mola. ” Ve Hakan Şeyma’yı dölleyecek? Çocuk yapmak için? Hakan’ın çocuğu? Hakan’ın ve Şeyma’nın çocuğu?!”

Şeyma gözlerini kaçırıp yere bakıyordu, ağlamaktan yüzü gözü karışmıştı, bedeni rüzgarda titreyen bir yaprak gibi sallanıyordu. ” Haklısın Gökçe… Bunu hiç sormamalıydık size. Çok saçma bir fikirdi gerçekten de… Arkadaşlığımızı bile yıkacak bir istek, şimdi düşünüyorum da..”

Kadir atılıp devam etti.

” Aynen doğru anlıyorsun Gökçe. Sizin ikinizin ne kadar iyi arkadaş olduğunuzu anlatmaya gerek yok, bunun da ne kadar iğrenç geldiğini biliyorum kulağa, bir erkek karısını başka biri ile beraber olmasını ister mi ya? Ama mecburuz, yok yani başka bir çare, olmuyor. Olmuyor!”

Sessizlik ve kızgınlık halleri odayı doldurmuştu. Kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Şeyma gözlerini bizden kaçırırken Kadir sorgular gözlerle bize doğru bakıyordu, sanki anında bir cevap bekler gibi bir hali vardı. Bana göre bu kadarı çok fazlaydı, sikerim, kaderimde bu varmış der boşardım karımı, onu başkasına teklif etmektense. Bir yandan da düşünüyordum, biri bu teklifi yapacak kadar neler yaşamış olabilir ki.

Şeyma’yı uzun süredir tanıyordum ama şimdi bakınca, sarı saçları, ince narin fiziği, küçük memeleri, sportif bir karnı vardı, belki tahta gibi kadın diyenler olabilir ama çok orantılı hatları vardı. Beyaz tenli, yeşil gözlü, çok güzel bir kadındı.

Gökçe birden ayağa kalktı, benim de elimi çekiyordu bunu yaparken, ona doğru bakıp doğruldum ben de yerimde.

” Ne diyeceğimi bilemiyorum Şeyma, siz gerçekten kafayı yemişsiniz. Bu ne saçma sapan bir akşam oldu böyle ya, kalk hadi Hakan, çocukları almamız lazım.” dedi oldukça sinirli biçimde.

” Kızım sen bi doktora görün yine. İkiniz de delirmişsiniz, iyi değil durumunuz.”

Evden nasıl çıkacağımızı bilemedik.

Bir yanıt yazın

İlgili Hikayeler