Türkiyenin En Büyük Hikaye Platformu

Üyeliğinizi tamamlamak için bize ulaşın!

Yardım Talebi – 3

Kafamdan çıkarmaya çalışarak işime gücüme odaklanmaya devam etmek istiyordum, ertesi gün bu konuyu konuşmamıştık bile, ben zaten açacak değildim, ne diyebilirdim ki? Kadir’e karşı fikirlerim de değişiyordu artık çünkü bana göre böyle bir duruma girdikten sonra aramızdaki ilişki aynı kalamazdı. Bir kere onun benimle olan arkadaşlığını sorgulaması gerekiyordu, ben böyle bir şey istesem, ki asla söz konusu bile olamaz, ama istesem ondan ve sürüncemede kalsa olay, yanına yöresine bir daha yaklaşamazdım bile. Utancımdan yerin dibine girerdim.

Bu şekilde birkaç gün geçtikten sonra bir akşam işten eve geldim ve kapının önünde Kadir’in arabasını görünce bize geldiklerini anladım. Yine bir işler çevirdikleri barizdi çünkü eşim de evdeydi ama bana haber vermemişlerdi.

Kapıyı açıp eve girdim ve hepsi salonda oturuyordu. ” Çocuklar nerede?” diye sordum gayri ihtiyari olarak hemen. Yüzüm asılmıştı.

” Komşuya yolladım,” dedi Gökçe hemen söze girerek. ” Hoşgeldin demeyecek misin”

” Hoşgeldiniz,” diyebildim yarım ağızla ve bir köşeye geçip oturdum. Herkesi sırayla süzüyordum, içimden de siz ne ayaksınız dercesine kendi kendime kuruluyordum tabi ki.

” Hayatım… Sanırım neden burada olduğumuzu tahmin ediyorsun,” dedi Gökçe, sazı almıştı yine eline. ” Kadir ve Şeyma bizden bir cevap bekliyorlardı hatırlarsan.”

Unutturmuyorsunuz ki zaten diyemediğim için susarak tepkimi gösterdim.

” Aynı şeyleri tekrar konuşarak durumu daha da zorlaştırmanın bir anlamı yok. Ben çok düşündüm, sabahtan Şeyma yanıma geldi ve içtenlikle bir kez daha durum değerlendirmesi yaptık. Kadir’le de telefonda son şeklini verdik sayılır. Biz bir anlaşmaya vardık ama tabi bunu seninle paylaşmadan olmazdı.”

” Zahmet oluyor size de,” dedim laf sokarcasına. ” Siz ciddi ciddi buna tamamsınız yani? Benim Şeyma’yı hamile bırakmamı istiyorsunuz? Doğru anlıyorum değil mi? Ben ve Şeyma o işi yapacağız…”

Herkes birden gerildi yine.

” Şimdi tabi, bunu bu şekilde cümleye dökünce kulağa hoş gelmiyor ama biz buna, Şeyma’yı anne yapabilmek olarak yaklaşıyoruz,” dedi Kadir.

” Lan oğlum! Siz değil ben yaklaşıyorum karına farkında değil misin?” diye sesimi yükselttim.

” Dostum bir sakin olur musun.. Burada en zor durumda olan benim, bana biraz yardımcı olup şu ağzından çıkanları biraz yontar mısın lütfen?”

Artık bu kadarına da pes dercesine iki elimi iki yana açıp buyur devam eder gibi bir jestte bulundum. ” Hay hay.. Ne demek efendim, tabi tabi, buyurun devam edin. Dinliyorum!”

Konuşmayı Gökçe yapacaktı belli ki, bütün sorumluluk kendisindeymiş davranıyordu, çözüm odaklı olduğunu biliyordum ama şu an işyerindeki bir sorunu çözmüyordu, hayatımızın kalanını etkileyecek, belki de deprem etkisi yapacak bir problemi cerrah hassasiyetinde tedavi etmeye çalışıyordu.

” Kuralları ben koyacağım, ki zaten bunları Kadir ve Şeyma ile de paylaştım, şimdi herkes beni dikkatlice dinlesin,” diye bir girizgah yaptı Gökçe kendinden emin bir biçimde.

” Bir numaralı kural,” diye devam etti. ” Gebe kalman için en uygun günden başlamak üzere beş kere kocamla birlikte olmana izin vereceğim Şeyma, sadece beş kere, tutar ya da tutmaz bilmiyorum ama bir daha asla ama asla bu konu açılmayacak, ve konuşulmayacak. Tartışmaya açık değil.”

Şeyma başını sallayarak onayladı, bunu daha önceden aralarında konuştukları belliydi. Bu kadar sürreal bir duruma bu kadar realist yaklaşabilmesine hayran kaldım doğrusu.

” İki numaralı kural. Bizim çocukların bundan haberi olması söz konusu dahi olamayacağı için, bu birleşmelerin hepsi sizin dubleks evde olacak ama hepsinde biz de evde olacağız Kadir ile. Siz üst katta çocuk yapmaya çalışırken biz alt katta bekleyeceğiz. Bilemiyorum, televizyonun sesini falan açarız, yatak sesi duymak istemiyorum, ama ikimiz de hazır bulunacağız.”

Şimdi de Kadir onaylar gibi başını sallıyordu. Bir erkeğin, en yakın arkadaşları da olsa, gözünün önünde karısının başka bir erkekle nasıl birlikte olacağı detaylandırılıyordu ve adam bunu soğukkanlılıkla karşılamaya çalışıyordu. Belki de içinde fırtınalar kopuyordu. Kendimden daha yakışıklı ve fit biri karıma yan gözle baksa kıskanırdım ben halbuki.

” Üçüncü kuralım şu. Bu işi her seferinde mümkün olan en kısa sürede yapıp bitireceksiniz ve hemen aşağıya yanımıza ineceksiniz.”

Şeyma’nın yanakları hafiften kızarmaya başlamıştı artık, ne kadar süre sikebileceğimin adı konuyordu şu an ve bunu anlayabiliyordum.

” Dört numaralı kural. Mümkün olan en az sayıda kıyafet çıkarılacak, üstünüzdekileri çıkarmayacaksınız, sadece alt taraf çıkarılabilir.”

Şeyma’ya bakıp üstündeki kıyafetleri gözden geçirmeye başladım bunun üstüne, mümkün olan az sayıda kıyafet çıkarmak ne demekti ki? Sadece fermuarımı açıp, Şeyma’nın üstündeki krem rengi eteği mi sıyıracaktım? Külotunu çıkaracak mıydım yoksa yana mı çekecektim? Sanki bunun bir takibi mi olacaktı. İçimden artık saçmalamaya başladığımız kısma geliyoruz diye düşünüyordum. Seks nasıl yapılır el kitabı.

” Beşinci kural. Tabi ki aranızda müstehcen konuşmalar geçemez. Geçmemeli. Sadece işi yapıp bitireceksiniz teması.”

Kuralları kendi kendime yorumluyordum. Gözlerimi bağlayıp kulaklarıma da kulaklık tak istersen Gökçe. Şeyma ile benim aramda zaten bir iletişim olmamıştı ama bütün bunları üçü mü kararlaştırdı yoksa sadece Gökçe ve Kadir mi tartıştı emin değildim, sormaya da cesaretim yoktu, böyle bir pazarlıkta yer alacak değildim, hem ne diyecektim ki? Yok ben konuşarak sevişmek istiyorum mu?

” Altıncı kural. Arzu dolu dokunuşlar yasak. Bunu söylememe bile gerek yok tabi ki ama yine de uyarımızı yapalım. Sadece işte, elinle muhatabını düzgün tutmak için falan olabilir. Daha ileri gitmek yok.”

Muhatap mı? Kamu görevi mi bu? Yazılı teklif verip en iyi sikiciyi mi arıyordu sevgili karıcım bilmiyorum ama kurallar gitgide kulağa daha absürt geliyordu. Ellerimi ovuşturdum olduğum yerde.

” Yedinci kural. Zevk almak asla yok, olamaz. Öpüşmek falan.. Ağızla yapılacak herşey yasak, söylememe bile gerek yok.”

Şeyma araya girmek zorunda hissetti. ” Gökçe… Yaptıkların için sana minnettarım ama sanki ben bunlardan herhangi birini istiyorum diye mi düşünüyorsun? Kendimi kötü hissettim şimdi,” derken yüzünden düşen bin parçaydı.

Gökçe cevap vermeden devam etti.

” Sekizinci ve son kural, beşinci günden sonra bir daha asla kimse bu konuda konuşmayacak, adını bile anmayacak. Herkes hem fikir mi?”

” Tabi ki,” dedi aynı anda Kadir ve Şeyma. Ben sesimi bile çıkarmadım.

Gökçe ayağa kalkıp Şeyma’ya sarıldı sıkıca, sanki büyük bir badire atlatırsın da en yakınına sarılırsın, üzüntünü ya da sevincini paylaşmak için. Kadir’le göz göze geldik bir an, bana bakıyordu, hadi biz de el sıkışalım der gibi, bakışımla resmen siktiri çektim ve başka yöne çevirdim yüzümü.

” O zaman, bu işi uzatmanın anlamı yok. Şeyma’cım, senden haber bekliyoruz. En uygun günde sendeyiz.”

Ve böylece anlaşmış olduk. Karımın en yakın arkadaşını hamile bırakacaktım.

Bir yanıt yazın

İlgili Hikayeler